e-ISSN: 3023-5979
Yayın Aralığı: Yılda 2 Sayı
Başlangıç: 2023
Yayıncı: Akademik Araştırmalar Derneği

Muhammed Reşid Rıza’nın Tefsîrü'l-Menâr Adli Eserindeki Tefsir Metodu (İnceleme ve Değerlendirme)

Muhammed Reşid Rıza’nın Tefsîrü'l-Menâr Adli Eserindeki Tefsir Metodu (İnceleme ve Değerlendirme)

Makale Yan Taraf

Ahmet Alabalık
Yalova Üniversitesi

Özet

Muhammed Reşid Rıza’nın tefsirdeki metodu, hocası İmam Muhammed Abduh’un metoduna benzemektedir. O, hocasının, kurucularından biri olduğu sosyal ve rasyonel edebiyat ekolünün en belirgin örneklerinden biri olarak bilinen el-Menar adlı tefsirinin ilk cildinde şöyle der: “İnsanların Kur’ân-ı Kerim’in, ayetlerinin misyon, yol gösterici ve ıslâhatına uygun olarak, hidâyete götüren bir tefsire olan ihtiyaçları zarûrî bir hal almıştır.” Bunun yanı sıra Tefsîr’inin dördüncü cildinde ise, “Tefsirdeki amacımız, Kur'ân'ın manasını açıklamak ve bu çağda Kur'ân'ın kılavuzluğunda izlenecek yolları belirlemektir”. der. Bu amaç doğrultusunda, Kur’ân’ı ayetler ve sahîh hadisler ışığında, sahabe ve tâbiûn görüşlerini dikkate alarak, Arap dili ve belağatına uygun ve Allah’ın evrende koymuş olduğu yasalara (sünnetullâh’a) münasip bir şekilde açıkladığını kitabının altıncı bölümünde belirtmiştir. Muhammed Reşid Rıza’nın tefsirinde kolay ve anlaşılır bir üslup kullandığı, müşkül (kapalı) ifadeleri açıklamaya önem verdiği ve Kur’an’a yönelik şüpheleri ortadan kaldırmaya çalıştığı, Kur’an’ın yol göstericiliğini, hukuk kurallarını ve bunların toplum içerisindeki huzursuzluğu gidermesi ve bu yasaların evrende düzeni sağlamaya yönelik olduğunu ortaya koymaya çalıştığı açıkça görülmektedir.

Tefsîrü’l-Menâr, Muhammed Abduh tarafından Nisâ suresinin 128. ayetine kadar tefsir edilen, daha sonrasında ise Muhammed Reşid Rıza tarafından Yusuf Suresinin sonuna kadar tamamlanan ve akabinde ise birçok kez basılan ve ilmî değeri yüksek olan tamamlanmamış bir tefsirdir. Tefsirin yazılması hususunda Muhammed Reşit Rıza’nın, hocasının derslerinin yazıya geçirilmesini teklif etmesi ve onu Kur’ân-ı Kerim’deki şüphe ve itirazlara cevap vermeye teşvik etmesi etmesi etkili olmuştur. Söz konusu bu tefsir, el-Menâr dergisi aracılığı ile Müslümanlar arasında yaygın olmasının yanı sıra, birçok âlim tarafından araştırma konusu yapılan ve kendisine başvurulan bir eserdir.

Üç bölüme ayrılan makalede birinci bölümde Muhammed Reşid Rıza’nın hayatı, yetiştiği ilmi ortam ve hocaları hakkında genel bilgilere yer verilmiştir. İkinci bölümde Reşid Rıza’nın tefsirinde kullandığı metot ve kendisine yapılan itirazlar incelenmiştir. Tefsirine özellikle şu hususların çokları tarafından tenkit edildiği söylenebilir: 1- Ölülerin diriltilmesi hakkındaki açıklaması, 2- Hz. Peygamber’in mucizeleri hakkındaki söylemleri, 3- Büyük günah işleyenlerin durumu hakkındaki görüşleri, 4- Hz. Adem’e Meleklerin secde etmesi meselesi, 5- Melekler hakkındaki düşünceleri, 6- Sihirle ilgili ortaya koyduğu açıklamalar.

Üçüncü bölümde Reşid Rıza’nın ba’s konusundaki âyetin ölülerin diriltilmesine delaleti hakkındaki yaklaşımı, meleklerin mâhiyeti hakkındaki görüşü, Hz. Adem ve İblis kıssasına getirdiği yorumlama, Cinler hakkındaki düşüncesi konuları ele alınmıştır. Reşid Rıza’nın bu sayılan konularda klasik İslâm düşüncesine aykırı bir düşünce içerisinde bulunduğu tespit edilmiştir. Ancak onun bu farklı tutumu metafizik konuları gayr-i müslimler açısından daha kabul edilebilir bir zemine çekme çabası olarak da yorumlanabilmektedir. Söz gelimi Hz. Adem ve İblis’in kıssasının mecâzî bir anlatım olduğunu, gerçekte bir secde hadisesinin yaşanmadığını kabul eder. Ona göre bu kıssa insanın madde üzerindeki tasarruf yetkisinin dile getiriliş biçimidir ve kevnî kurallar ve güçler melekler olarak ifade edilmiştir. Onun melek ve cinler hakkındaki görüşü de benzer bir niteliktedir. Yaptığı yorumlar onların insan gibi ayrı bir varlık türü olarak görülmeyebileceğine yönelik açıklamalar içermektedir.

Reşid Rıza birçok konuda hocası Muhammed Abduh’un görüşlerini genel anlamda benimsediği bilinmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de yer alan, kendi dönemindeki materyalist bir zihniyetin kabul etmekte zorlanacağı anlatımları mecâzî bir söylem olarak değerlendirmesi problemli bir yaklaşım olarak görülmektedir. Nitekim bu üslup, geçmiş ulemaya ters olduğu gibi, Kur’ân’ın doğru anlaşılmasına da imkân tanımayacaktır. Bu şekilde hareket edildiği taktirde dileyen aynı üslubu kullanarak istediği âyete istediği anlamı yükleyebilecektir.

Reşid Rıza’nın tefsirini incelediğimizde Kur’an-ı Kerim’in belagatine ve mucizeviliğine dikkat çekildiğini, israiliyyata ve zayıf rivayetlere karşı keskin bir duruş ile çağın ruhuna ve diline göre yazıldığını ve bilimsel terminolojiden uzak kaldığını görmekteyiz. Tefsirin asıl gayesinden uzaklaşmamasını amaç edinerek İhtiyaç olmadığı durumlarda belagî inceliklere ve ilmî terimlere değinilmemiştir. Eserde yer alan mukaddime bölümünde kullanılan tefsir metodundan bahsedilmiştir. Biz de çalışmamız dahilinde Tefsir’ül Menar’da kullanılan tefsir metodunu şu şekilde özetleyebiliriz:

1- Kur'an'ın hedefine, nüzul amacına, hidayet oluşuna ve rehberliğiyle toplumun hastalıklarını tedavi etmesine dikkat çekmiş, Menar Tefsiri'nin girişinde hidayet konusunu Kur'an'ın en büyük gayesi olarak değerlendirmiş ve vurgulamıştır.

2- Önceki müfessirlerin eserlerini taklitten uzak durmuştur.

3- Peygamber Efendimiz'in sahih sünnetine çok dikkat etmiştir, zayıf ve uydurma olanlardan uzak durmuştur.

4- İsrailiyyata yer vermemiştir.

5- Ona göre akide, Kur'an'ın metnine tehakküm etmez, aksine Kur'an onu yönetir.

6- Tefsirinde çeşitli sanat ve bilim konularına yer vermemek

7- Aynı mevzudan bahsedilen ayetleri bir araya getirmek

8- Kabule ve kavrayışa ulaştıran görkemli bir uslüp ile İfade kolaylığı sağlamak

Çalışmamızda tefsirin öne çıkan özelliklerine değinirken bazı meselelerde icmaya muhalif görüşlerin yer aldığından, somut materyalist batı kültürüne ve itizalci akla karşı bir beğenin görüldüğünden, zaman zaman  bazı ayetlerin tefsirinde nassı asıl manasından uzaklaştırarak aklı fonksiyonunun dışında kullandığından, son olarak da en önemli konuları arasında  Peygamber Efendimiz'in -Allah ona salat ve selam etsin- ayın yarılması gibi mucizeleri konusundaki tutumunun, meleklerin hakikati konusundaki tutumunun, Adem aleyhisselam’ın, insanlara kendisine secde etmelerini emrederken şeytanla olan meselesinden ve diğer konuların yer aldığından bahsettik.

Makale Detayları